AYIPLI MAL VE SEÇİMLİK HAKLAR
Ayıplı Mal Nedir? Hangi Mallar Ayıplı Kabul Edilmektedir?
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. Maddesi kapsamında Ayıplı Mal, “tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca aynı kanun maddesinin devamındaki fıkralara göre;
- Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan;
- Satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan;
- Muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan,
- Tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
Ayrıca yine bu kanun maddesi gereğince sözleşmeye aykırı ifa hakkında da ayıplı mala ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür.
Sözleşmeye Aykırı İfa Nedir? Hangi hallerde ayıplı mala ilişkin hükümlerden faydalanılır?
Sözleşmeye konu olan malın,
- Sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi
- Montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi,
- Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmış olması gibi hallerde sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur.
Ayıplı Malın Sorumluluğu Kime Aittir?
Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür. Bu sebeple malı satış sözleşmesine uygun olarak yani ayıpsız bir şekilde tüketiciye teslim etmeyen satıcı; işbu ayıptan sorumlu olacaktır.
Ancak satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatlarsa; ayıptan sorumlu olmaktan kurtulur.
Bir Malın Ayıplı Olduğunun İspat Yükü Kime Aittir?
Satıcı tarafından malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Ancak bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.
Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu yani satış işleminin gerçekleştiği tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz.
Açıkça ayıplı mal satışı gerçekleştirileceği hallerde; Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur.
Malın ayıplı çıkması halinde, tüketicinin seçimlik hakları nelerdir?
Tüketicinin ayıplı mal kapsamında;
- Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
- Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
- Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme
olmak üzere dört seçimlik hakkı bulunmaktadır. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Bu seçimlik hakların tespitinde dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Şöyle ki;
- Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bazı hallerde satıcı, üretici ve ithalatçının müteselsil sorumluluğuna gidilebilir.
- Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Buna göre; malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi husus dikkate alınarak bazı ayıp hallerinde ücretsiz onarım veya ayıpsız benzeri ile değişim seçimlik haklarının tercih edilmesi mümkün olmayabilir.
- Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
Tüketicinin ayıplı maldan doğan seçimlik haklarından birini kullanmak istemesi durumunda bu talebi ne kadar sürede yerine getirilmek zorundadır?
Kanun gereği tüketicinin ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur.
Ancak Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğine göre; ücretsiz onarım hakkının kullanıldığı hallerde işbu yönetmelikte yer alan listede belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
Ayıplı mala ilişkin seçimlik hakların kullanımından doğan masraflar kim tarafından karşılanır? Tüketici ayıplı mal sebebiyle tazminat talebinde bulunabilir mi?
Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
Ayıplı mallarda zamanaşımı süresi ne kadardır?
Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10/3. Maddesi gereği Ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar haricinde ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.
Ayıp, satıcı tarafından ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
Satıcı tarafından, tüketicinin tercih ettiği seçimlik hakkı uygulanmaması ya da seçimlik hakkın gereği gibi yerine getirilmemesi halinde tüketicinin başvuracağı yollar nelerdir?
Tüketicinin, teslim alınan malın ayıplı olduğunu öğrenmesinden ve yukarıda belirtilen şartlar ve zamanaşımı sürelerine uygun olarak seçimlik haklardan birisinin uygulanması için satıcıya başvurması ancak satıcının kanuna ve yönetmeliklere bir aykırılık teşkil etmemesine rağmen seçimlik hakkı uygulamaktan kaçınması ya da gereği gibi uygulamaması durumlarında ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda tüketicinin işbu uyuşmazlığı yargıya taşıma hakkı bulunmaktadır.
Yaşanan uyuşmazlık bedelininher yıl Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilen bedelin altında olması halinde tüketicinin, Tüketici Hakem Heyetine başvurması gerekirken; bedelin üzerinde olması halinde tüketicinin Tüketici Hakem Heyetine başvurması mümkün değildir. Bu hallerde tüketicinin Tüketici Mahkemesinde dava açması ve dava açmadan önce zorunlu arabuluculuk sürecine başvurması gerekmektedir.
Uyuşmazlık Bedeli 2025 yılı için 149.000 Türk Lirası olarak belirlenmiş olup;
- 149.000 (yüz kırk dokuz bin) Türk Lirası altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe veya İl Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapılması zorunludur.
- 149.000 (yüz kırk dokuz bin) Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıkların karara bağlanması amacıyla tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Bu halde dava yoluna gidilmesi gerekmektedir.
- Ayıplı Mal ve Seçimlik Hakların tespiti ile uygulanması ilişkin süreçte; hangi ayıplı mal için hangi seçimlik hakkın uygulanabileceği, somut olaya ilişkin hangi seçimlik hakkın tercih edilmesinin tüketicinin lehine olacağı, ayıplı mal ve seçimlik hakların uygulanması süreçlerinde yaşanacak uyuşmazlıklarda hangi yargı yoluna gidilmesi gerektiği, uyuşmazlık halinde Tüketici Hakem Heyetine Başvuru ya da Tüketici Mahkemelerinde yürütülecek dava süreçleri ve bu süreçlerin takibi gibi konular özel bir uzmanlık isteyen hukuki konulardandır. Hak kayıplarına uğramamak ve sürecinizi en doğru şekilde yürütebilmek adına davalarınızın takibinde bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.
Önver Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Aleyna ÖNVER
