GENEL OLARAK
Zina sebebiyle boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 161. Maddesi olan “Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.” Maddesi kapsamında düzenlenmiş özel boşanma nedenlerindendir.
Dava açmaya hakkı olan eşin boşanma sebebi olan zina olayını öğrenmesinden itibaren altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmesi halinde bu sebebe dayanarak boşanma dava hakkı düşer.
Bununla birlikte zinayı öğrenmesine rağmen affeden eşin, dava hakkı bulunmamaktadır.
ZİNANIN ÖZEL BOŞANMA SEBEBİ OLMASININ DAYANAĞI
Türk Medeni Kanunu’nun 185. Maddesi kapsamında, eşlerin evlilik birliği içerisindeki yükümlülükleri sayılmıştır. Bunlar:
- Birliğin mutluluğunu sağlama yükümlülüğü
- Çocuklara özen yükümlülüğü
- Birlikte yaşama yükümlülüğü
- Sadık kalma yükümlülüğü
- Yardım yükümlülüğü
- Birliğin giderlerine katlanma yükümlülüğü
- Meslek veya iş seçiminde özen yükümlülüğü
Eşlerden birinin zina etmesi halinde, kanun kapsamında sayılan bu yükümlülüklerden “sadık kalma yükümlülüğünün” alt başlıklarından sayılan “cinsel sadakate” aykırı davranmış olduğu açıktır. Bu da diğer eş için dava hakkı doğurmaktadır.
ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMANIN ÖZELLİKLERİ
Zina sebebiyle boşanma, yukarıda bahsedildiği üzere özel boşanma sebeplerindendir. Yani kanun bu boşanma sebebini özel olarak düzenlemiştir.
Zina sebebiyle boşanma mutlak bir boşanma sebebidir. Bu da boşanma sebebi olarak gösterilen zina olayının ispat edilmesi halinde kadın ya da erkeğin açmış olduğu davada bu olayın evliliğe etkisine yani evliliği çekilmez kılmasına bakılmaksızın boşanma kararı verilmesi anlamına gelmektedir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2014/1592 E. 2014/17457 K. Sayılı 16.09.2014 Tarihli kararı da “Zina (TMK m. 161) … gerçekleştiğinde başkaca bir şey aranmaksızın mutlak olarak boşanmayı sağladığı için bir özel boşanma sebebidir. Bu olaylar özel boşanma sebebi kabul edilmekle, evlilik birliğini derin ve onarılamaz bir şekilde sarstığı yasa koyucu tarafından baştan karine olarak kabul edilmiştir.” Şeklindedir.
Yine zina sebebiyle boşanma, kusura dayalı bir boşanma sebebidir. Zina olayı kanun koyucu tarafından boşanmaya sebebiyet vermesi sebebiyle yaptırım olarak düzenlenmiştir. Zinaya dayalı boşanma davalarında; zinanın ispatı halinde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılmaz.
Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2015/21837 E. 2015/22749 K. Sayılı 01.09.2015 Tarihli kararı da “ … Kanunda yer alan özel boşanma sebeplerinden biriyle açılmış boşanma davasında özel sebebin yanınsa davacının da boşanmayı gerektirecek ağırlıkta bir kusuru ispatlanmış olsa bile, bu dava konusu yapılmamış ise artık bu husus, özel bir sebebe dayalı boşanma kararı verilmesinde ve sonuçlarında dikkate alınmaz.” şeklindedir.
ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI AÇILABİLMESİNİN KOŞULLARI
1-EVLİLİK KOŞULU: Bu koşul doğrultusunda, bu özel boşanma sebebinin hangi statüdeki evliliklerde uygulanabileceği ya da uygulanamayacağı belirlenmektedir. Buna göre;
Evliliğin hukuken kurulmuş olması halinde bu özel boşanma sebebi uygulanabilmektedir. Evliliğin hukuken kurulmuş olması yeterli olup; fiilen kurulmuş olması aranmamaktadır. Yani,
- Ortak konut bulunmasa da uygulanır.
- Düğün yapılmamış olsa da uygulanır.
- Batıl evliliklerde de uygulanır. (TMK m.156)
- Gaiplik kararı olsa da uygulanır. (TMK m. 32)
- Ayrılık kararı olsa da uygulanır. (TMK m. 170)
- Ayrı konut edinme kararı olsa da uygulanır. (TMK m. 197)
- Ayrı yaşama hakkı bulunsa da uygulanır. (TMK m. 197/2)
- Evlilik tescil edilmese de uygulanır. (5490 SK m.23/1)
- Ayrı evde yaşamalı aile modelinde de uygulanır.
- Boşanma davası devam ederken de uygulanır
Ancak bilinmelidir ki; bu özel boşanma sebebi yok hükmündeki evliliklerde, toplumda dini nikah olarak adlandırılan ilişkilerde, evlilik öncesi ve sonrası ilişkiler ile flört ve nişanlılık döneminde uygulanmaz.
2-CİNSEL İLİŞKİ KOŞULU : Bu özel boşanma sebebinin uygulanabilmesi için eşin; üçüncü bir kişi ile cinsel ilişki kurmuş olması şartı aranmaktadır. Cinsel ilişki koşulu incelenirken; zina sayılan ve zina sayılmayan davranışlara ilişkin ayrım da gözetilmelidir.
- Buna göre bir davranışın zina sayılması için; kişinin herhangi bir kişi ve herhangi bir şekilde cinsel organ ya da organların kullanılmak suretiyle kurduğu bir ilişkinin mevcut olması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; cinsel kimliği (heteroseksüel/homoseksüel/transseksüel vb.) ya da ilişkinin doğal ya da doğal olmayan yollardan gerçekleşmiş olması fark etmeksizin bir cinsel ilişkinin gerçekleşmiş olmasıdır. Bir cinsel ilişki yaşanmış olması zina için yeterlidir. Bunlarla birlikte; eksik kalkışma olarak adlandırılan zina için gerekli/ uygun ortama girilmiş olması ile ortaya çıkan teşebbüs hali de zina kabul edilmektedir. Nitekim
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/4012 E. 2019/12142 K. Sayılı 11.12.2019 tarihli kararı da, “… erkeğin başka bir kadınla uygunsuz fotoğrafının olması ve başka kadınla birlikte yaşaması cinsel ilişkinin güçlü karineyle yaşandığına ve dolayısıyla zinanın varlığına delalet eder. Bu durumda erkeğin zinası ispatlanmış olup Türk Medeni Kanunu’nun 161. Maddesi koşulları oluşmuştur.” Şeklindedir.
3- KUSUR KOŞULU: Zina sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, zina eden eşin başkasıyla cinsel ilişki eylemini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiş olması gerekmektedir.
4-CİNSEL İLİŞKİNİN DAVA TARİHİNDE ÖNCE GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI GEREKİR. Dava tarihinden sonra gerçekleşen ya da öğrenilen zina ancak yeni bir davanın konusudur. Zira Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre mevcut davanın ıslahı yolu ile dahi eldeki boşanma davası; zina sebebiyle boşanma davasına dönüştürülemez. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2018/4441 E. 2019/6576 S. Kararı)
ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVALARINDA İSPAT
Bu davalarda Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi gereğince ispat yükü davacıdadır. İspat, her türlü delil ile yapılabilir. İspat için suçüstü yapılması gerekmez. İspat araçları ise şu şekilde sıralanabilir:
1-Kadının Gebe Kalması: Erkeğin kadının yanında bulunmadığı bir dönemde, erkeğin kısır olması durumunda ya da erkeğin gaip olduğu dönemde kadının hamile kalması kadının zina eyleminin gerçekleştirdiğinin bir ispatı niteliğindedir.
2- Cinsel Yolla Bulaşan Bir Hastalığa Yakalanmak
3-Fotoğraflar
4-Eşin Bir Başkası İle Düğün Yapması (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 23.02.2005 832-2668)
5-İletişim Kayıtları: Mektup, bilgisayar kayıtları, telefon kayıtları, ses kayıtları, kamera kayıtları ve sosyal medya paylaşımlarından eşin zinada bulunduğuna dair kayıtların tespit edilmesi halinde bu kayıtlar davada delil olarak kullanılabilmektedir.
6-Tanık Anlatımları
7- Kesinleşmiş Hükümlülük Kararı
8-Resmi Evraklar: Soruşturma evrakları, resmi belgeler, başkasından doğan çocuğun tanınması kayıtları da zinanın gerçekleştiğinin ispatından kullanılabilmektedir. Örneğin;
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2014/14222 E. 2014/14938 K. Sayılı 30/06/2014 tarihli kararı da “davalı kadının Şener isimli şahıs ile imam nikahlı olarak birlikte yaşadığı, hakkında yakalama emri bulunan Şener’in kadının yaşadığı evde yakalandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının zinası ispatlanmıştır.” Şeklindedir.
9-Otel Kayıtları
10- Başkasından Çocuğunun Olduğunun Tespit Edilmesi.
Tüm bu deliller ile zina alenen ispat edileceği gibi, bazı davranışların fiili karine teşkil ettiğinin ispatı da mümkündür. Fiili Karine Teşkil Eden Hallere örnek verilecek olursa; otelde aynı odada gecelemek, karşı cinsle aynı evde gecelemek ya da kişinin yalnız bir şekilde eve alınması, başkasıyla birlikte yaşamak, çevresine başkasını eşi olarak tanıtmak vb davranışlar sayılabilmekteyken; yalnızca sokakta birlikte yürümek, iletişim kurmak, başkasının aracına binmek gibi davranışlar zinanın ispatında fiili karine kabul edilmemektedir.
| DAVA HAKKININ ORTADAN KALKMASI |
ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVA HAKKININ ORTADAN KALKMASI
| HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE (TMK 161/2) |
| AF (TMK 161/3) |
| Boşanma Sebebinin Öğrenilmesinden İtibaren 6 AY |
| Her Halde Zina Eyleminin Yaşanmasından İtibaren 5 YIL |
Dava hakkı iki halde kalkmaktadır. İlki hak düşürücü sürenin geçmiş olmasıdır. Zina sebebiyle boşanma davası açmaya hakkı olan eş, boşanma sebebi olan zinayı öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkını kaybetmektedir.
Dava hakkını ortadan kaldıran diğer sebep ise, zinayı öğrenen eşin AFFIDIR. Af, eşin zina olayını öğrenmesine rağmen eşi ile evlilik birliğine devam etmesi halinde ortaya çıkmaktadır. Af, herhangi bir şekil şartına bağlı değildir; yazılı, sözlü, açık, örtülü şekilde olabilir. Zinayı öğrenen eşin affında, zinayı gerçekleştiren eşin kabulüne gerek duyulmamaktadır. Zinayı öğrenen eşin affı halinde dava hakkı düşer ve aynı zina eylemi başka bir boşanma davasına konu edilemez.
ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASININ SONUÇLARI
Yargılama neticesinde zina eyleminin ispatı ve yukarıda sayılan diğer koşulların da sağlanması halinde mahkemece tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verir. Bu boşanma kararı ile birlikte dava dilekçesi ile talep edilmiş olan fer’i talepler de değerlendirilir. Bu doğrultuda somut olay ve özellikler değerlendirilerek;
- Davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilir.
- Davacı lehine maddi tazminata hükmedilebilir.
- Davacıya yoksulluk nafakası bağlanabilir.
- Müşterek çocuklar var ise, velayetleri davacıya verilebilir.
- Müşterek çocukların velayetinin verilmesi halinde iştirak nafakasına hükmedilebilir.
- Velayetin davalıya verilmesi halinde davacı ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilebilir.
Davalı açısından ise, lehine maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkün değildir. Ancak müşterek çocukların velayetinin davalıya verilmesi ve dolayısıyla iştirak nafakasına hükmedilmesi mümkündür.
Zina sebebiyle boşanma kararı verilmesi halinde bu durum eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine de etkisi bulunmaktadır. Bu konudaki ilgili yazımızı sitemizden okuyabilirsiniz.
- Boşanma davaları; iddiaların ileri sürülmesi, ispat edilmesi ve yargı sürecinin takibi özel bir uzmanlık isteyen dava türlerindendir. Hak kayıplarına uğramamak ve sürecinizi en doğru şekilde yürütebilmek adına davalarınızın takibinde bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.
Önver Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Aleyna ÖNVER
Kaynak :Bu yazının hazırlanmasında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Sayın Ömer Uğur GENÇCAN’ın Boşanma Hukuku kitabından yararlanılmıştır.
